Gürcistan Depremi Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki fay hattını tetikledi

06 Haziran 2018 - 13:07

GÜRCİSTAN'da, geçen yıl meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki fay hattını tetiklediği ve yarılmayı hızlandırdığı saptandı.

Bu gelişme ile 4'üncü derece deprem kuşağındaki bölgenin 3'üncü derece deprem riski bölgesine çekilmesi sonrası oluşan deprem riskine karşı, uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı, Doğu Karadeniz'de deniz alanında yapılan deniz sismiği çalışmaları ile belirlenmiş kuzeydoğu-güneybatı uzanımı Rize, Trabzon ve Ordu faylarının varlığının bölge için deprem tehlikesi oluşturduğunu söyledi. Prof. Dr. Karslı, "Bizim korku salmak gibi bir derdimiz yok. Sadece tehlikeye karşı önlem alma, önlem aldırma çabamız var" dedi.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde deprem riskine karşı Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı değerlendirmede ve uyarılarda bulundu. Karadeniz'de petrol arama amaçlı yapılan sismik çalışmalar neticesine bazı fayların belirlendiğini belirten Prof. Dr. Karslı şunları kaydetti: "Geçerli deprem haritasına göre gruplandırdığınızda, Trabzon 4'üncü bölge olarak gözüküyor. Fakat faya uzaklık ve yakınlık olarak değerlendirdiğiniz zaman bu durumun değişmesi lazım. Yapılan bina tasarımlarında da bu durumun dikkate alınması gerekir.

Karadeniz'in deniz alanındaki fay sistemi bugün bile tam olarak bilinememekle birlikte 1990'lı yıllarda Karadeniz'de petrol arama amaçlı yapılan sismik çalışmalar neticesine bazı faylar belirlendi. Bu fayların ötesinde en yeni, güncel bulgularla birlikte Karadeniz'in hemen sahilinden paralel olarak uzanan bir ters fay niteliğinde bir fay da var." 'Deprem Üretme Riski Var' Bu fayların 1968'de Bartın'da deprem ürettiğini hatırlatan Prof. Dr. Hakan Karslı, "Burada ürettiği depremi göz önüne alırsak bu fayın Doğu Karadeniz Bölgesi'nde de deprem üretme riski var.

Bununla birlikte bu faya kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı 3 tane yeni faylar belirlendi. Bunlar, doğudan başlayarak batıya doğru Rize fayı, Trabzon fayı ve Ordu fayı. Bu fayların henüz tam olarak nitelikleri belirlenmemiştir. Bu konuda daha detaylı araştırmalar yapılması lazım. Bu fayların uzanımları, derinlik seviyeleri henüz haritalanmış değil ancak 1990-2000 yıllarında yapılan petrol çalışmalarında bu fayların varlıkları belirlenmiştir" diye konuştu. 'Korku Salmak Gibi Bir Derdimiz Yok' Kendilerin korku salmak gibi bir dertlerinin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Karslı, son 5 yılda Gürcistan açıklarında meydana gelen depremlerin hemen hemen Rize, Trabzon faylarının kuzeydoğu uçlarında meydana geldiğini ve 5 ile 5,5 oranında deprem ürettiğini söyledi.

Bu depremlerin Trabzon ve Rize'den de hissedildiğini belirten Prof. Dr. Hakan Karslı, "Yeni hesaplama mantığı, fayları tehlike unsuru olarak görüyor. İnşaatların tasarım projeleri bu mantıkla yapılır. Dolayısıyla bu bölgenin deprem haritasının da Türkiye'nin deprem haritasının da yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bizim korku salmak gibi bir derdimiz yok. Sadece tehlikeye karşı önlem alma, önlem aldırma çabamız var.

Haritaların tamamlanması gerekiyor. Bu haritaların içerisinde yerel zemin koşulları yoktur" dedi. '3 Fayı Deprem Tehlikesi Olarak Algılıyoruz' Bölgede belirlenen 3 fayı deprem tehlikesi olarak algıladıklarını belirten Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı, şöyle konuştu: "Belirlenen 3 fayı bir deprem tehlikesi olarak algılıyoruz.

Bu tehlikelerin riske dönüşüp dönüşmemesi, tamamen sizin yapı tasarımlarınıza bağlıdır. Burada şehir ve yerleşim yeri planlayıcılarına, yöneticilere, bilim adamlarına ve insanlara görevler düşüyor. Yani arsa sahibine de görev düşüyor. Bina alırken fiyatıyla uğraşıyoruz, hâlbuki sağlamlığıyla uğraşmıyoruz. Bilindiği üzere Karadeniz sahili boyunca dolgular yapılmakta.

Bu alanlarda yüksek maliyetli projeler yapılmakta. Ayrıca sahil boyunca da geniş alüvyonal düzlüklerimizde yüksek katlı binalar yapmaktayız. İşte böyle yapmakla tehlikenin riske dönüşüme etkisini artırıyoruz. Bu tehlikeler göz önüne alınarak binalar yapılmaz ise bu tehlikeler riske dönüşür. İlerleyen zamanlarda hasar, can kayıplarıyla sonuçlanır."