ELAZIĞ'IN ŞEKERLERİ
26 Şubat 1937'de Harput'un o dönemki adıyla Hüseynik köyünde dünyaya geldi. Annesi Bedriye hanım, babası ise bölgede sesiyle tanınan Ali Feyzi Efendi'dir. Çocukluğu, ailesinin Elazığ' daki üzüm bağlarında geçti.
İlkokulu Hüseynik' te, ortaokulu Elazığ'da ve bir dönemde Ankara Atatürk Lisesi'nin ortaokul kısmında okumuştur. Ortaokul eğitiminin ardından Elazığ' da lise döneminde birçok tiyatro oyunu sahneledi, aynı zamanda sinema, edebiyat ve resimle de ilgilendi.
Lise eğitiminin ardından İstanbul'a geldi, burada o dönemki adıyla İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi nin açtığı sınavı kazanarak, "Yüksek Resim Bölümü" ne kaydoldu. Burada Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ahmet Kutsi Tecer ve Ali Avni Çelebi gibi isimlerden dersler aldı.
Üniversite eğitimi sırasında Fazıl Hüsnü Dağlarca, Abdi İpekçi gibi isimlerle tanışarak Yön Dergisinde yazılar yazmaya başladı. Bu dönemde birçok konferanslar ve şiir matineleri düzenledi. Atilla İlhan ile şiir karnelerinde bulundu.
Kurucusu olduğu, "Türk Film Arşivini 1969' da tüm mal varlığıyla karşılıksız olarak akademiye devrederek Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Film Arşivinin de kurucusu oldu.
1967' de Uluslararası Film Arşivleri Federasyonuna (FIAF) üye olan kurum, 1973'te yetkili ve asil üye olarak kabul edildi.
1974'te ilk sinema eğitimini başlattı. Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Merkezi bünyesinde ilk Sinema Müzesini kurdu.
1985' te Neşet Günal' ın resimlerinden ilham alarak hazırladığı, "Toprak Adamları" adlı deneysel kısa filmiyle Kültür Bakanlığı Sinema Ödülünü aldı.
2023 yılında sinema alanında, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne layık görüldü.
Kim bu adam?
Türk sinemasının abide şahsiyetlerinden Prof. Dr. Sami Şekeroğlu...
Bendeniz, Sayın Şekeroğlu' nun yeğeni değerli kardeşim Abdullah Şekeroğlu' nun daveti üzerine Elazığ' daydım.Yeğen Şekeroğlu' nun yazdığı, "Andaç Elimi Tutar mısın" isimli sinema filminde, "Yunus" rolü için...
Hülasa, amca Şekeroğlu ile başlayan sinema sevdası, yeğen Şekeroğlu ile devam etmekte.Yeğen Şekeroğlu, filmini memleketi Elazığ'da çekti. Hem de tiyatro ve dizi oyunculuğundan kazandığı üç beş kuruşa, eşi Sayın Melahat Öncel Şekeroğlu adına çektiği banka kredisini ekleyerek...!
Çok mu para kazanacak?
Sanmıyorum!
Çünkü, işin reklamına harcayacak ne parası var ne de "al şu parayı" diyecek zengin bir tanıdığı...! Zaten 40 yıl önce yeğen Şekeroğlu ile bizi buluşturan da bu ortak kaderimiz olmuştu.
Yazıma son verirken, işin en hazin yanına değinmek isterim, ne yazık ki, Elazığ'da Türk sinemasının abide şahsiyeti Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'nun adının verildiği, ne bir kültür merkezi ne bir meydan ne de bir cadde var !
*** Ahmet Yenilmez