E-ticarette başarılı olmanın yolları
Pandemi ile birlikte e-ticaret giderek artıyor. Önümüzdeki dönemde daha da hız kazanması beklenen e-ticarete ayak uyduramayan girişimler yok olmaya mahkum. Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, e-ticarette başarılı olmanın yolunun tüketiciyi iyi takip etmekten geçtiğini vurguluyor.
Levent Gökmen Demirciler
lgokmen@ekonomist.com.tr
Teknolojinin gelişimi ile birlikte hayatımıza giren e-ticaret ülkemizde ve dünyada pandemi ile birlikte hız kazanmış durumda. Sosyal mesafenin korunması konusunun bir süre daha hayatımızda olacağı gerçeği de e-ticaret hacmini büyütecek olan en önemli faktör oluyor. Girişimlerin başarılı olması artık e-ticarete olan yakınlıkları ile doğru orantılı seyir izliyor.
Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova ile internet üzerinden yapılan satışlarda başarılı olmanın yollarını konuştuk.
İnternet üzerinden satış yapılan girişimlerin sayısı giderek artıyor. Bu konuda tüketicilere güven vermek için neler yapılmalı?
Önce sizinle e-ticaret rakamlarını paylaşmak isterim. e-ticaret hacmi 2020 yılının ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 arttı. Altı aylık 2020 e-ticaret verilerine göre, 2020 e-ticaret hacmi 91 milyar 700 milyon TL olarak gerçekleşti.
Geçen yılın aynı dönemi e-ticaret hacmi 55 milyar 900 milyon TL olmuştu. Pandemi dönemini inceleyecek olursak 2020 e-ticaret verileri çerçevesinde; mart, nisan ve mayıs aylarında e-ticaret hacminde sırasıyla yüzde 41, yüzde 37 ve yüzde 49 oranında artış kaydedildi.
Asıl dikkat çekici olan ise normalleşmenin ilk ayı haziranda e-ticaret oranlarının ne olacağıydı. Tüketiciler e-ticareti sevdi ve normalleşmede de alışveriş yapmaya devam ettiler. Haziran ayında e-ticaret hacmi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 93’lük bir artış oldu.
Tüketiciyi ilk yakaladığınız an internet sitenize girdiği an orada kendini nasıl hissedeceğidir. Eğer sitedeki renkler uyumsuz, kullanışsız bir tasarım ve bozuk bir anlatımla ürünler tarif ediliyorsa, tüketici kendisini kötü hissedecektir. Başka bir ifadeyle sitenin görünümü ne kadar iyiyse, sitenin kalitesi artacak ve tüketici de kendisini burada kendini iyi hissedecektir.
Başka ne gibi unsurlar tüketici üzerinde etkili oluyor?
SSL kullanımı da güveni arttırır. Diğer bir konu da fiyatlarda herhangi bir sürprize mahal vermemek. Yani tüketici alışveriş sepetinin sonunda farklı bir masrafla karşı karşıya kalmamalı. Örneğin; kargo gibi bir masraf varsa ve bunu tüketicinin ödemesi gerekiyorsa, baştan tüketiciye belirtmek gerekiyor.
Son olarak önerebileceğim ise sosyal medyanın kesinlikle ve kesinlikle gücü kullanılmalı. e-ticaret sitesiyle eş zamanlı olarak sosyal medya hesapları da kullanılmalı ki e-ticaret sitesinin bilinirliğini, müşteri sayısı artsın. Hatta sadece sosyal medya hesaplarından oluşturulan kampanyalarla, internet sitesine müşteri çekilebilir.
Pandemi dönemi ve sonrasında girişimcilere yeni dünya düzeninde daha iyi bir yer edinebilmeleri için neler önerirsiniz?
Girişimcilerin yeni dünya düzeninde başarı sağlayabilecekleri en iyi alan dijital platformlar. Şehir yaşamında zamanla yarışırken, birçok insanla görüşüp bir şeyler yapmaktansa, az insanla görüşüp az zamanda çok şey yapmaya çalışıp hayatımızın kolaylaşmasını istiyoruz.
Yani bir “tık”la taşınmak, bir “tık”la market alışverişimizi yapmak, bir “tık”la eski eşyalarımızdan kurtulmak istiyoruz. Bence ihtiyaçları çok iyi analiz eden ve bu ihtiyaçlara en kolay ve en iyi cevap veren girişimciler kazanabilir.
Fikriniz iyi olsa bile doğru hedef kitleye ulaşamıyorsanız, doğru kampanyalar oluşturamıyorsanız, tanıtımınızı iyi yapamıyorsanız ya da ödeme koşullarında zorluklar yaşatıyorsanız, ki bu örnekler daha çoğaltılabilir, o zaman o fikrin yürümesi mümkün değil. Ki bunun çok örneğini eski zamanlarda gördük.
İnternet üzerinden satış yapmayı düşünen girişimcilere başarılı olmaları için neler önerirsiniz?
Hangi alanda, kime, ne sunacaklarını iyi tespit etsinler. İnternette başarılı olmanın, klasik ticaretten aslında hiçbir farkı bulunmuyor. Bunu başlı başına bir iş kabul edip, oyunu kuralına göre oluştururlarsa başarılı
olmaları için önlerinde hiçbir engel bulunmuyor.
Sizce ticaretin geleceği e-ticarette mi?
Ticaretin geleceği artık sadece e-ticaret’te değil, S-ticaret (sosyal medya üzerinden yapılan ticaret). Yapılan araştırmalara göre 2022 yılına kadar dünya ekonomisinin en az yüzde 60’ının dijitalleşmesi bekleniyor. E-ticaret tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artış grafiği izliyor. İlk sorunuzda da belirtmiş olduğum üzere ilk altı ayda 91 milyar 700 milyon liralık bir ticaret hacmi oluştu ve yılın 120 milyar TL ile bitmesi bekleniyor.
Tabii dünya rakamlarının daha çok gerisindeyiz. Ancak şunu biliyoruz ki koronavirüs bu süreci oldukça hızlandırdık. Anladık ki salgın gibi dönemlerde evde kalmak durumunda kalabiliyoruz ve böyle bir durumda bizi birbirimize bağlayan, alışverişimizi sağlayan tek kanal internet oluyor. Bu dönemde hiç internetten alışveriş yapmayanlar, internetten alışveriş yapmaya başladılar. Birçok firma e-ticaret’te yer almak üzere atılımlar yaptı.
“FENOMEN PAZARLAMASI ÖNEMLİ”
“E-ticaret büyük bir titizlikle Herlenmesi gereken ve “ya tutarsa” mantığından uzaklaşılıp başlı başına bir iş olarak görülmesi gereken bir alan. Nasıl ki mağazalar, o markanın imzası gibidir, işte internette de domain seçimi kimlik gibidir. Alan adının sektörle alakalı, kısa ve akılcı olması şarttır. Çünkü doğru alan adı, SEO konusunda başarı sağlayacaktır. Diğer bir konu ise rakiplerden farklılaşmak.
Sitenin kullanım rahatlığı, ürünlerin net görünmesi, sektöre uygun renklerin seçimi, ürünler hakkında detay açıklamalar, internet sitesinin özgün olması, hem bilgisayar hem tablet hem de telefona uygun olması da çok önemli. Müşteri sadakatini artıracak kampanyalarla sadece müşterinin yüzde 5’ini tutmak bile kârlılıkta yüzde 75’e kadar artış sağlayabiliyor.
Her şeyin kalem kalem raporlanması müşteri analizi, kampanya yönetimi, hangi ürünlerin satışa çıkarılması gerektiği konusunda doğru bir yol sunacaktır ve tabii ki influencer marketing yani fenomen pazarlamasını da unutmamalıyız.”
KAYNAK