Çöpe döktüğünüz her yemekte yalnızca o gıdayı değil, suyu da israf ettiğinizi biliyor muydunuz?
Gıdamızı korumaktan bahsederken su da nereden çıktı? Onun adı su tasarrufu değil mi dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak su tasarrufu yalnızda boş yere musluğu açık bırakmamak ya da gereksiz yere su kullanmaktan kaçınmak demek değildir.
Çöpe atılan her bir sebze, dökülen her yemek, bozulmaya terk edilen her gıda yalnızca o gıdanın israf edilmesi demek değildir. Enerjinin ve suyun yani en değerli kaynakların da israf edilmesidir.
Soframıza gelen tüm yemeklerin arkasında çoğu zaman hiç düşünmediğimiz kadar büyük bir emek ve uzun bir hikaye var. Yemeği hazırlayan kişinin ellerine sağlık diyoruz ama tüm emek ona ait değil. O yemeği oluşturan malzemelerin satıldığı market ve pazarlardan geldiği toptancı haline; hale getiren araçtan topraktan toplayan kişiye; tohumunu eken çiftçiden o tohumun oluşumuna çok büyük yollar kat ediliyor ve tüm canlılara hayat veren suya kadar geliyor.
Ülkemizin tatlı su kaynaklarının azımsanmayacak bir bölümü tarımda kullanılıyor. Türkiye’de her sene 20 milyon tona yakın gıdanın çöpe dökülerek israf edildiği düşünüldüğünde, israf edilen bu gıdaların üretilmesinde kullanılan suyun ne kadar fazla olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Yani tabağınıza fazladan alarak sonrasına çöpe döktüğünüz her lokmada ülkemizin ve dünyamızın kaynakları boşa kullanılıyor.
Ancak buna engel olabiliriz! İhtiyacımız kadar alıp tüketebilir; gıdamızı, suyumuzu, enerjimizi ve aile bütçemizi koruyabiliriz.
Bu yazıyı tüm arkadaşlarınızla paylaşarak gıdamızı ve ülkemizin su kaynaklarını korumak için bilgilendirebilirsiniz. Siz de yiyeceğinizden fazla yemeği tabağınıza almayarak ve tabağınızda kalan son lokmanın kıymetini bilerek su kaynaklarımızı koruyabilirsiniz.