"CANSIN BOZ AHLAT CANSIN, MELETLİYİ YAZA ÇIKARAN SENSİN…"
Ordu Mesudiye'de en fazla yetişen meyvelerin başında gelip Mesudiyeliler'in en çok sevdiği meyve olan, bir çok hastalığa şifa kaynağı olduğu söylenen ahlattan dolayı, Ordu'nun diğer ilçeleri Mesudiyeliler'e 'AHLATÇI' diye hitap etmekte....
Mesudiye’nin simgelerinden ahlat için; “Cansın boz ahlat cansın, Meletli’yi yaza çıkaran sensin. Senin bir tanen ile Koyulhisarlı’nın bin tanesini değişirsem, kıblem Kabe iken, şu taraf olsun” sözü, Seferberlik yıllarından beri Mesudiyeliler tarafından söylenerek, ahlat ağacına ne kadar büyük değer verdiklerini gösterir.
AHLATIN HİKAYESİ
Yaşanmış bu sözün nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelebilmiş hikayesi şu şekildedir.
Seferberlik ve yoksulluk döneminde Suşehri ve Zara tarafına yaya olarak tuz almaya giden bir Mesudiyeli’nin dönüş yolunda, azığı biter. Bir süre yoluna aç olarak devam eder. Ama açlığı çok artınca yolunun üzerindeki Koyulhisar’a ait küçük bir köye saparak bir evin kapısını çalar, bir parça ekmek ister. ‘Ekmeğimiz yok’ cevabını alır. Bir kaç eve daha sorar ama hiç birisi ekmek vermez.
Aç ve yorgun halde zorlukla yoluna devam eder. İğdir Ormanı’nın içinden geçtikten sonra, açık ve düzlük alana çıkar, ama artık açlıktan yürüyecek hali kalmamıştır. Uzakta bir tarlanın içinde ahlat ağacı görür. Son bir gayretle ahlat ağacının yanına varır, yere çömelerek sırtını ahlat ağacının gövdesine dayayarak oturur. Kendine geldiğinde bakar ki ağacın dalları tamamen ahlatla dolu. Bir kısmı da yere dökülmüş vaziyettedir. Oturduğu yerden yere düşmüş olan ahlatları hızlı hızlı yemeye başlar. Bir müddet sonra karnı doyar ve tarihe geçen şu sözü söyler. “Cansın boz ahlat cansın, Meletli’yi yaza çıkaran sensin. Senin bir tanen ile Koyulhisarlı’nın bin tanesini değişirsem, kıblem Kabe iken, şu taraf olsun der".
Kaynak
Mesudiye Sevdalıları