BUGÜN SİZLERE ORDU/FATSALI BİR KOMUTANIN HİKAYESİNI ANLATALIM

03 Ocak 2021 - 13:53

BUGÜN SİZLERE ORDU/FATSALI BİR KOMUTANIN HİKAYESİNI ANLATALIM:

  Değerli Arkadaşlarım,   Şimdi sizlerle baştan sona hazin bir hayat hikayesini paylaşacağım. Resimlerde gördüğünüz evladımız Kürşat, Ordu ili Fatsa ilçesinin küçük bir köyünde mazlum bir ailenin ikinci çocuğu olarak 1995 yılı Mayıs ayında dünyaya geliyor.   Dünyaya geldiğinde başlıyor çilesi. Baba gündelik işler de çalışıyor. Anne ev kadını. Hayat şartları ağır, baba evi geçindiremiyor. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle bir süre sonra ayrılıyorlar. Baba, 1.5 ( Bir buçuk ) yaşında ki Kürşat ve ablasını anneye bırakıyor. Anne de gündelik işlere giderek iki yavrusunu yaşatmaya çalışıyor. Zor şer büyütüp okul çağına geliyorlar. Baba yok, Kürşat ‘ ın amcası Hamdi Bey velayetle her iki yeğenini de üzerine alıyor.   Sağ olsun amcası okutuyor. Kürşat okul dışında ki zamanlar da değişik yerler de çalışarak aileye destek oluyor. İlk, orta, liseden sonra, Zonguldak Bülent ECEVİT Üniversitesinin iki yıllık Meslek Yüksek Okulunun bir bölümünü kazanıyor. Amca Hamdi Bey zor şartlarda maddi imkansızlıklarına rağmen okulunu bitirmesi için kendi evlatlarından ayırmadan üzerine düşeni yapıyor.   Kürşat okulunu bitirdikten sonra, bir an önce hayata atılıp, hem ailesine destek olmak, hem de bir an önce onlara yük olmaktan kurtulmak için çeşitli kurum ve kuruluşlara iş başvurusunda bulunuyor. Bu ara da şartları uygun olduğu için Assubay olmak için de başvuruyor. Sevindirici haber Jandarma Assubay Okulundan geliyor, sınavlara giriyor ve kazanıyor.   Sonrası Jandarma Assubay Okulunu, FOÇA ‘ da tamamlama ve komonda eğitimini de bitirip Assubay oluyor. Fakat, FOÇA da eğitiminin son günlerinde birlik komutanı tarafından bir olaydan dolayı haksız şekilde itham ediliyor, kendini savunmak isterken aynı şahıs tarafından fiili taaruza uğruyor. Bu adam genç, haksızlığa boyun eğmiyor, kendisine saldıran komutana bu şekilde davranamayacağını söylüyor. Arkadaş kükrüyor, tekrar hücum ediyor. Kürşat sadece kendini koruyor.nasıl bir halet – i ruhiye ile yetiştirildiyse, o itirazı kendilerine başkaldırı ve isyan olarak değerlendirip, iki de şahit bulunca, hep söylüyorum ya, tüm zamanların en ahlaksız düzenlemesi, Disiplin Mahkemeleri Kanunu marifetiyle hakkında işlem başlatıyorlar.   Bu ara da okul bitiyor, KÜRŞAT ‘ ın taini ŞIRNAK ‘ a çıkıyor. Kürşat çok mutlu, amcasının söylediğine göre Güneydoğu ‘ da görev yapmayı çok istiyormuş, haliyle bu atamadan dolayı mutluluğunun ikiye katlandığını söylemiş. Kürşat sevine dursun, şer cephesi anında toplanıyor, ataması çıktığı halde DİSİPLİNSİZLİK gerekçesiyle TSK ( Türk Silahlı Kuvvetleri ) dan ilişiğinin kesildiği kendisine tebliğ ediliyor. Yavrum çaresiz, şaşkın, ne yapayacağını bilemiyor. Yine amcasının söylediğine göre, sanıyorum bir Assubay arkadaşımız TEMAD ( Türkiye Emekli Assubaylar Derneği ) a gitmesini, durumunu anlatıp kendisine yardımcı olmalarını bildirmesini söylüyor.   Kürşat ‘ ta yokluk içinde, amcasının havale ettiği üç kuruş ile Ankara ‘ nın yolunu tutuyor. TEMAD ‘ a gidiyor, başına gelenleri hak etmediğini, dava açmak istediğini söylüyor. Hani ukala ukala TEMAD neye yarıyor diyenler var ya, bakın neye yarıyor görün. TEMAD Hukuk Komisyonunda görevli Avukat Sn. Engin ATİK kardeşimiz KÜRŞAT ‘ ın savunmasını üstleniyor. Tüm yönleriyle olayı aydınlatacak delil ve şahitlere ulaştıktan sonra, ihraç kararının hukuksuz olduğu gerekçesiyle dava açıyor.    Avukat kardeşimiz durumun aciliyeti, kişisel hak gaspından dolayı bir an önce yargılamanın yapılması için tüm kapıları zorluyor. Yaptığı etkin savunma sonucu, KÜRŞAT ‘ ın haksız ihraç edildiğini, ispatlayarak davayı KÜRŞAT lehine kazanıyor. Tabi bu kolay olmuyor. Bu arada görüştüğüm aile yakını ve tanıyanların hepsinin söylediği gibi, naif ve ince ruhlu KÜRŞAT evladımız, 2.5 ( İki Buçuk Yıl ) süren dava sürecinde kahrından KANSERE yakalanıyor.   Tedavisi devam ederken, davayı kazandığı müjdesi veriliyor. Tedavi gördüğü halde bir anda yeniden doğmuş gibi mutlu oluyor. Öyle ya haklılığı teslim edilmiş. Ama sonrasında ki rezalet, akıllara ziyan. Avukatımız mahkeme kararıyla Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi (JSGA) tarafından haksız yere ihraç edilen kardeşimizi tekrar görevine döndürmek için müracaatını yapıyor. Fakat, vicdandan yoksun, ahlaktan zerre nasip almamış haysiyetsiz güruh, mahkeme kararına rağmen, ilk ihraç gerekçesiyle KÜRŞAT ‘ ı yeniden ihraç ediyor.    İhraç haberi aileye iletiliyor. Göreve döneceğinin mutluğunu yaşayan KÜRŞAT, kötü haberi alınca aniden rahatsızlanıyor. Avukat kardeşimiz Engin Bey, 60 günlük hakkını kullanarak yeni ihraca itiraz ediyor. Bu arada hem Engin Bey hem aile yaşanan rezaleti aracılarla İçişleri Bakanlığına iletiyor. İçişleri Bakanı devreye giriyor. İkinci ihraç kararı verenler hakkında soruşturma başlatılıyor, kurulun verdiği karar bakanın emriyle iptal ediliyor. İhraç kararının kaldırıldığı, sorumlular hakkında işlem başlatıldığı söylenerek, KÜRŞAT ‘ ın derhal göreve başlamasını istiyorlar. Amcası da bunun mümkün olmadığını, KÜRŞAT ‘ ın yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiğini söylüyor.   Apar topar 19 Aralık ‘ ta ihraç kaldırılıyor. 21 Aralık ‘ ta Avukatımızı arayarak tüm haklarının iade edilerek KÜRŞAT ‘ ın göreve başlamasında hiçbir engel olmadığını iletiyorlar. Ama yapılan şerefsizliğe, alçaklık ve kahpeliğe dayanamayan KÜRŞAT, tüm haklarını aldığından habersiz, yaşam mücadelesini kaybederek, üç gün sonra, yani 24 Aralık 2020 tarihinde akşam saat 21 : 10 sıralarında 25 yaşında hayatının baharında hayata gözlerini yumuyor, 25 Aralık ‘ ta toprağa veriliyor.   Ben bir konu hakkında ne kadar uzun olursa olsun her yazımı en fazla 1 – 2 saat içinde yazıyorum. Hayatım boyunca yazmakta en fazla zorlandığım yazı bu oldu. Yaklaşık 4 günde tamamlayabildim. Çünkü, benim de bir oğlum var. Kelimeler düğümlendi, boğazımda, klavyede harfler ağladı, ben ağladım. Canım öyle yandı ki, KÜRŞAT ‘ a yapılanlardan dolayı  Y.A.O