BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER
Yazarımız Sn. Necmi Kurt bey 'in "BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER" başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
Necmi Kurt
Biz çağdaş olma,ileri gitme peşinde değiliz. Özgür düşünceyi,sosyal ve hukuk devletini, sorgulamayı ve doğruyu bulmayı rafa kaldırdık desek yeridir..Eğer bunları hayata geçirmeye çalışırsak ülkede işe yaramayan yani liyakatı olmayan insanlar, adam öldüren gasp çeteleri soyguncular çıldırır. Huzurları kaçar, gelirleri düşer..Çalamazlar, çırpamazlar,usulsüz iş yapamazlar,yiyemezler, iş bulamazlar,kimileri de din alıp din satamazlar.
Eskiden beri Türkiye’nin yönetimine talip olan siyasi partiler günü kurtarma peşindeler. Yazdıkları parti programlar bir işe yaramaz program yazsalar bile uygulamazlar. Aslında devleti yöneten ve devletin kilit noktalarında görev yapan bürokratları sevmek istemezler kullanmaya çalışırlar. Çünkü bürokratlar siyasilerin çoğundan daha bilgilidirler ve aynı zamanda teknik elemandırlar.Bürokrat olarak doğru çalışan ve güzel işler yapan bir kişi siyasilerin isteklerini uygulamaz veya partilerine yandaşlık yapmazsa ipini çekerler.
Merhum Recep Yazıcıoğlu‘nun bir sözü vardır;
“Bu ülkede illere vali İlçelere de Kaymakam atamaya gerek yoktur. İktidar partisinin il başkanı valinin;ilçe başkanı da kaymakamın görevlerini görebilir” diyerek siyasi otoritenin valinin ve Kaymakamlar üzerinde olan baskı ve yaptırımlarını anlatmak istemiştir.
Yine merhum Recep yazıcıoğlu Tokat, Aydın ve Erzincan Valiliklerinden sonra merkez valiliğine alındığı zaman 32. güne konuk edilir.. Mehmet Âli birand Amerika’da olduğu için Cüneyt Özdemir’in sorularını cevaplandır.. Bir soru üzerine verdiği cevap ilginçtir. “15 sene kaymakamlık ve dokuz sene Valilik yaptığını herhangi bir yolsuzluğa karışmadığını şu anda 31 senelik hizmet birikiminden elde ettiği gelirle bir dairesi ve inşa halinde ikinci bir dairesinin olduğunu, arsa veya otomobilinin olmadığını ifade eder”
Halk arasında adından süper vali olarak bahsedilen merhum Recep Yazıcıoğlu görev yaptığı makamlar da hiç bir partiye yakın olmadığını, hiç kimsenin de onun ideolojisini ve siyasi yatkınlığını anlayamadığını ifade eder.. Kimisi onu MHP’li, kimisi sosyal demokrat ve yaptığı icraatları nedeniyle de kimisi onu aşırı solcu yani komünist olarak bilirmiş.
Programın sonuna doğru Cüneyt Özdemir’in kendisine sorduğu soruya şöyle cevap verir. “Benim Türkiye’de demokrasiye,özgürlüğe, adalete İnancım kalmadı.”
“Bunu düzeltmek için de hiçbir Allah kulunu mücadele ettiğini görmedim.Halkımızın böyle bir derdi yok..Özellikle Türkiye’de sivil toplum kuruluşları,dernekler ve aydınların bu konuda yaptırım uyguladıklarını ve siyasilere çekidüzen verdiklerini görmedim. Göreceğime de inanmıyorum. Kıvırtma hareketlerinin olmadığı,özgür,demokrat hukukun üstün olduğu faili meçhul cinayetlerin ve çetelerin olmadığı bir ülkede yaşamak isterim.Bunların olmayacağını bildiğim için ölürsem bari mezar taşıma “Böyle bir özlemle yaşayamadan gitti” diye yazsınlar”