BEŞİKTAŞ'I YAZMAZSAM OLMAZDI.. Kuruluşu, tarihi, misyonu...

09 Ekim 2023 - 22:39

Sn. Necdet Topçuoğlu Bey'in "BEŞİKTAŞ'I YAZMAZSAM OLMAZDI"başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.



Padişah Abdülhamit Han’ın Türkiye de yapılacak operasyonlar için kurdurduğu bir spor kulübü vardı ki, gerçek tarihi bizde pek anlatılmaz. Bu kulübün adı Bereketiko Jimnastik Kulübüdür. (BJK) şimdiki adıyla yazılacak olursa Beşiktaş Spor Kulübü.

Türkiye’nin üç büyük kulübü açısından düşündüğümüzde; Galatasaray Kulübünün kurucularını bir araya getiren etken her birinin Galatasaray Lisesi öğrencisi olmasıydı.

Fenerbahçe kulübünün kurucularını bir araya getiren etken ise her birinin Kadıköylü ve ağırlıklı olarak Saint Joseph Lisesi çıkışlı olmalarıydı.

Türkiye’nin ilk spor kulübü olan Beşiktaş’ın kurucularını bir araya getiren etken ise tümüne yakınının Çerkes-Abhaz-Çeçen asıllı ve savaşçı ruhlu gençler olmalarıydı. Bir önemli etken daha var ki diğer kulüplerde bunu pek göremiyoruz; Beşiktaş’ı kuran bu gençlerin bir çoğu birbirleriyle akrabaydı. 

Şimdilerde herkes ünlü komitacı Fuat Balkan’ın Beşiktaş kulübünün bir numaralı üyesi olmasından dolayı, BJK kulübünün kurucusu olduğunu zannetmektedir. Halbuki yanlıştır. Beşiktaş’ı kuran kişi kulübün 4 numaralı üyesi olan Mehmet Şamil Şhaplı’ ydı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün ilk kurulduğu gündeki ismi Bereketiko Jimnastik Kulübü’ydü.

Peki kimdir bu Bereketiko? Bereketiko Kafkasya’nın en büyük savaşçılarından biri kabul edilen Şhaplı Kubilayko Muhammed’in torunu ve Mehmet Şamil’in de baba tarafından dedesiydi. Tam adı Bereketiko Hasan’dı ki, oda namlı bir savaşçıydı. Kulübü kuran Çerkes gençlerden her biri kurdukları spor teşkilatına onun Kafkasya’da nam salan ismini vermekten onur duyarak Bereketiko Jimnastik Kulübü demişlerdi.

Daha sonra isim Bereketiko Jimnastik Kulübü, Osmanlı Beşiktaş Terbiye-i Bedeniye Mektebi ve en son Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak değişmiştir.

Avrupalı büyük güçlerin ve İstanbul’da yaşayan azınlıkların kurdukları spor kulüplerini bir istihbarat merkezi olarak kullanmalarına cevap niteliğinde olan Beşiktaş’ın kurucuları arasında Abdülhamid Han’ın özel muhafızı olan namı diğer Boksör Kenan da vardı.

Mehmet Şamil Şhaplı,Osman Ferit Paşa’nın oğluydu. Osman Paşa Osmanlının gözü gibi baktığı mübarek Medine’nin Osmanlı tarafından atanan muhafızıydı. Sultan Abdülhamid tarafından bu göreve layık görülmüştü. Medine’de bulunduğu sıralarda Kafkasya’nın en büyük savaşçısı olan Şeyh Şamil’in oğlu Gazi Muhammed Paşa ve ailesiyle sık sık görüşme fırsatı bulmuştu. Bu görüşmeler nihayetinde oluşan yakınlıkla Gazi Muhammed Paşa’nın tek kızı olan Emire Nefiset Hanım ile evlenmişti. Bu evlilikten doğan 11 çocuktan Hüseyin Bereket, Hamza Osman Erkan ve Mehmet Şamil Şhaplı Beşiktaş’ın gerçek kurucularıydı.

Yani Beşiktaş’ı kuran gençler, Kafkas dağlarının en büyük iki savaşçısı olan Kubilay Muhammed ve Şeyh Şamil’in ortak torunuydu. Bu iki müthiş savaşçıya Kafkas halkları tarafından verilen unvan ise Kafkas Kartalı’ydı. Bu bağlamda kurucularının hepsi Kafkasyalı Çerkes-Abhaz-Çeçen kökenli olan Beşiktaş’a sembol olarak Kartalın seçilmesi asla tesadüf değildi. Beşiktaş’ın kuruluşuna hakim olan güçlü Çerkes damarı hala yaşıyor mu diye merak edenleriniz olabilir. Beşiktaş’ın onursal Başkanlarından olan eski Mit mensubu rahmetli Süleyman Seba Abhaz kökenlidir. 

Gelelim diğerlerine…Bugün pek anlatılmasa da bağımsızlıkçı bir ideal üzerine kurulan Beşiktaş’ın gençleri çok büyük hizmetlerde bulunmuştu. Mesela Beşiktaş Kulübü’nün bir numaralı üyesi olan Fuat Balkan, teşkilat-ı Mahsusa tarafından İngilizlere karşı Hindistan Müslümanlarını örgütlemek için bölgeye gönderilmişti. 

Fuat Balkan’ın sıkı ilişkiler içinde bulunduğu ve aynı hücrede görev yaptığı Muhammed Ali Cinnah yıllar sonra Hindistan’dan ayrılarak Pakistan İslam Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Cinnah’ın hücredeki kod adı ise Bozkurt’tu.

Fuat Balkan’ın bölgede yaptığı faaliyetler Hint Hilafet Komitesi ve Müslüman Hintliler arasında müthiş bir sempati toplamıştı. Öyleki Osmanlı Devleti zor durumda kaldığında İngiliz propagandasının kandıramadığı bir çok Hintli Müslüman maddi ve manevi desteklerini esirgememişti. 

Bu gençlerden biri olan Abdullah Paşaveri ceketini satarak Türk Ordusuna gönüllü yazılan bir büyük kahramandı ki mezarı bugün Beşiktaş Maçka Kabristanında bulunmaktadır.

Balkan Savaşları demişken Beşiktaş Kulübünün renkleri kırmızı-beyazken Balkanların kaybedilmesinden sonra alınan kararla matem amaçlı siyah rengin kabul edildiğini belirtmek gerekir.

Kaldı ki aynı kaygıların Trablusgarp için de duyulması bir çok Beşiktaşlı genci harekete geçirmişti. Mesela Abdülkadir Cami Baykurt, Beşiktaş’ın 21 numaralı kurucu üyesiydi. Asker kökenliydi. Sürgün süsü verilen gizli görevle yıllar sonra meydana getirecekleri Trablusgarp direnişinin altyapısını hazırladı. 

Bütün sahayı didik didik etti. Çölün en bakir yerlerine gitti. İsmi bile duyulmamış kabileleri ziyaret etti. Çölün en savaşçı aşiretleri ile temasa geçti.Onlarla sıkı ilişkiler kurdu. Toplum nezdinde büyük ağırlığı bulunan din adamlarına halkı İtalyan emellerine karşı uyarması için telkinlerde bulundu. Buraları İtalyanlara dar ettiler. Bu arada Kuşçubaşı Eşref, Süleyman Askeri, Ömer Naci ve Ömer Seyfettin gibi gençler Trablusgarp direnişi için gizli toplantılar tertip etti.

 Toplandıkları yer ise Beşiktaşlılara yabancı bir yer değildi. Beşiktaşın Başkanı olan Mehmet Şamil Şhaplı’nın Beşiktaşın ilk kulüp binası olan Serencebey Konağı… Yani anlayacağınız Trablusgarp direnişinin örgütlendiği semt ve bina Beşiktaş’a ait idi. Zaten bu direnişin başında bulunan Enver bir Beşiktaşlı idi.

Birde Çanakkale ve Beşiktaş meselesi var tabii. Beşiktaş Futbol Takımı o dönemde en önemli ismi olan santrafor Asım’ı Çanakkale’de kaybetmişti. Birde şair Kazım vardır ki mutlaka bilmek gerek. Şair Kazım Beşiktaş’ın 1915 yılındaki orta saha oyuncularından biri ve Takım kaptanıydı. Arıburnun da şehit düştüğünde koynundan kana bulanmış bir şiir çıktı. 

Son kıtalarında ‘’ Biz 11 arkadaşız lakin arkamız daha var./ Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım./ vakarlı hak gibi sakin nezih ve saf olalım / Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım.’’ Der.

Evet yanlış okumadınız..Bugün bizim Beşiktaş Marşı olarak bildiğimiz şiir, Şehit Kaptan Kazım tarafından Çanakkale’nin kanlı siperlerinde yazılmıştır. Beşiktaş taraftarı olmak öyle kolay değildir. Şeref ve şan ile dolu olan tarihi yükü her babayiğit taşıyamaz. Taşıyamayanlar ayrılıp mahalle takımlarına giderler.

Son olarak size Beşiktaş’ta top koşturan gizemli bir isme dair sırrı paylaşalım. Siz hiç on yıl takımda görev yapmasına rağmen iki defa forma giyen bir futbolcu duydunuz mu? O ilginç orta saha oyuncusunun adı Cavit idi. Beşiktaş kulübünde hem top oynamış hem de senelerce hizmet etmişti. 1927 yılında birde şampiyonluk gördü. Ama onun daha farklı özellikleri vardı. 

Cavit Altındal, sporculuğunun dışında bir Teşkilat-ı Mahsusa Ajanıydı. Kafkasya Cephesinde İslam Orduları Sancağı altında Nuri Paşa nın yanında savaşmıştı. En yakın dostları ve takım arkadaşları olan Doktor Mehmet ile Bek Rıdvan’ı bu cephede kaybetmişdi. Bundan ayrı Milli Mücadele döneminde Kuşçubaşı Eşref Bey’in önderliğinde Anadoluya silah kaçıran Beşiktaş Kulübünün en faal üyesiydi.

Anlayacağınız Vatan kurtarmaktan top oynayacak vakti olmamıştı. Hiç gol attı mı derseniz evet attı. Hayatı istihbarat sahalarında, İngiliz ve Ruslara karşı mücadeleyle geçen bir baba olarak hiç unutulmayacak bir gol attı. Öyle bir evlat yetiştirdi ki üstümüze kaotik planlar yapan Batı Medeniyetinin kale direklerini sarstı.

Bu evladın adı Aytunç Altındal’dır.’’ 
Allah rahmet eylesin, Mekânı Cennet olsun. Daima minnet ve şükranla anılacaktır. 

Kaynak:
-------------
Tarihçi Ozan Bodur