Adın bize hatıradır atalarımızdan...
Severiz seni canımız gibi Ulubeyim. Atlar üstünde Orta Asya bozkırlarından, Gelerek seni yurt edinmişler Ulubeyim.
Adın bize hatıradır atalarımızdan, Severiz seni canımız gibi Ulubeyim. Atlar üstünde Orta Asya bozkırlarından, Gelerek seni yurt edinmişler Ulubeyim. Bugünkü Kardeşler köyüdür ilk merkez yerin, Sevdeş Bey’dir en ulusu on dokuz neferin. Daha sonra Bahaeddin köyünü seçmişsin, Şimdiki yerin hoş ve havadar Ulubeyim. Ne güzel, ne bereketlidir senin köylerin, Ecdad gemilerine halat olmuş kendirin. Buğdayın, tutunun, soyan ve de mercimeğin, Yüz yıllarca ekilip biçilmiş Ulubeyim. Harikalar harikasıdır Sayacabaşı, Çubuklu, Akpınar, Ohtamış, Ören, Yolbaşı. Buram buram güzellik kokar dağı, taşı, Bütün isimlerin öz Türkçe’dir Ulubeyim. Sabah güneşi vurur Gündüzlü Tepesi’ne, İnilir bayır aşağı Melet vadisine. Oradan geçilir vadi boyunca Sarp deresine, Irmakların içli bir şarkıdır Ulubeyim. Güzelyurt Tepesi, ilk bakışta zirvelerin var, Zaman olur ki, sise bürünür yüce dağlar. Ören köyünde ala çorap dokur hanımlar, El sanatlarında da öndesin Ulubeyim. Güzelyurt, Eymür, Cevizli, Fındıklı, Aydınlar, Doğulu Ordu’ya sınır, sonra Sayaca var. Çatallı merkez mahalle, Kumrulu’ya bakar. Elma, erik, dudunla zenginsin Ulubeyim. Ordu sahillerine tepeden bakarsın, Seni küçük görenleri sanki azarlarsın. Gelip geçen misafirlere kucak açarsın, Seninle her zaman övünürüm Ulubeyim. Dağında, ormanında bin bir kuş ötüşürken, Kızılin, Uzunmahmut, Oyumgürgen gezerken. Akşam güneşi hüzünlü ve buruk batarken, Köylüler, evlerine dönerler Ulubeyim. 2 Yerin altında çeşit çeşit madenlerin var, Sarpdere’de tarihi köprülerin var. Avcılar ormanlarında avlarını ararlar, Tavşyanı, dağ keçin ve tilkin var Ulubeyim. Dillere destan bir kanyonun var Kardeşler’de, Görenlerin gözünde olur nakışlı perde. Öyle ihtişamlıdır ki söylenir her yerde, Bir tek bu kanyonun sana yeter Ulubeyim. Hocaoğlu seni seyreder en güneyinde, Üfül üfül rüzgar eser, seherde, gecede. Dinmez bir sevda, yazılmaz bir şiirsin bende, Seninle her dem gurur duyarım Ulubeyim. Kıranyağmur’da var bir Konakyanı çeşmesi, Çamları, dorukları ile Kumanlar Tepesi. Uzanır da gider bir güzellik silsilesi, Gönüllere tatlı bir ikramsın Ulubeyim. Aşağı Kızılin ile Yukarı Kızılin, Çeşitli tonu ile süslenmiştir yeşilin. Bazen güneşli, bazen de serindir günlerin, Dört mevsiminle sen bir başkasın Ulubeyim. Yakında ayrıldı Başçardak Ören köyünden, Kuşların sesiyle uyanır herkes erkenden. Kirazlık, Çağlayan, Kalicak, Güvenköy’den, Sana sevgi elleri uzanır Ulubeyim. Şeyhlerin manevi ışığı Şeyh Abdullah’tır, Akoluk köyü illit ile altın kaynağıdır. Elmaçukur her ikisiyle de sınırdaştır, Her şeyinle bir gizemsin Ulubeyim. Fındık ve cevizinle tarihe nam salmışsın, Belenyurt, Koşaca ile Melet’e nazırsın. Töre ve geleneklerinle düne bağlısın, Tarih ve doğanla bir bütünsün Ulubeyim. 3 Güvenyurt ile Durak yakındır birbirine, Doyum olmaz yazın ikindi serinliğine. Arada bir inilmeli Kovanlıkdüzü’ne, Düzünde bayırında bir başkadır Ulubeyim. Kalelerin en muhteşemi Çubuklu’dadır, Kadıncık ile Refahiye aynı yoldadır. Şekeroluk köyü adı ile bir başkadır, Hasılı güzellik sen demeksin Ulubeyim. Saymadan olmaz Çukurköy ile Çongaranı, Salih Derviş’in öz diyarı Karakoca’nı. Sonra Gündüzlü ile Yeni Mahalle’ni, Merkezle birlikte tamam ettik Ulubeyim. 01.08.1997,Ulubey - Muzaffer GÜNAY