'20 yıl önce de böyle yağıyordu...'

28 Ağustos 2015 - 17:40

Uzmanlar, Avrupa'da en şiddetli yağış potansiyeline sahip ilk üç yerden biri olan Doğu Karadeniz'in yağış rejimine bakıldığında yağışların 'aşırı' olmadığını vurguladılar.

Uzmanlar, Avrupa’da en şiddetli yağış potansiyeline sahip ilk üç yerden biri olan Doğu Karadeniz’in yağış rejimine bakıldığında yağışların ‘aşırı’ olmadığını, değişen iklim koşullarına ve bölgenin özelliklerine göre yaşam koşullarının oluşturulmamasının her yıl ölümlere yol açtığını belirtiyor. 

Artvin’in Hopa ilçesinde yaşanan sel ve heyelan olaylarını değerlendiren Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel, yağışların aşırı olmadığını bölgenin yağış rejimine göre olağan yaşandığı durumlarda da bölgede çok sayıda insanın öldüğünü söyledi. Öztel, yerleşim ve yatırım planlarında bölgenin özelliklerine dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Hopa’da selin nasıl başladığını aktaran Öztel, “Doğu Karadeniz'in deniz suyu sıcaklığı, neredeyse Akdeniz'in deniz suyu sıcaklığına erişti. Bu sıcaklık serin hava dalgasıyla karşılaştığında yağış başladı. Karadeniz'in cephesel yağışı durmadı. Bunun nedeni ise stratosferde üst seviyede kuvvetli bir rüzgar olmamasıydı. Cephesel yağışların özelliği dağlardan gelmesi, eğimli araziyle buluşan yağış dere yataklarına doğru hızlanıyor. Bu da suyu hızlandırdı. Ankara Meteoroloji Merkezi'nden alınan istatistiklere göre 6 saatte 187 kilogram yağış düştü. Burada 25 günde yağan yağışın 6 saatte yağdığını görüyoruz”dedi.

“20 YIL ÖNCE DE AYNI YAĞIŞLAR OLUYORDU”

Bölgede en son bu büyüklükte olan yağışı hatırlatan Hüseyin Öztel, “21 Temmuz 1988’de Trabzon'da yaşanan seli hatırlayabiliriz. 64 vatandaş hayatını kaybetmişti. Her yıl sel ve heyelan olayları yaşanıyor ancak istatistiklere baktığımızda 2005-2010 arasında ölümler azalsa da yıllar arasında rakamların birbirinden farklılaştığını görüyoruz. Ölüm sayısı ve yıllara baktığımızda küresel iklim değişikliğinin bu sonuçta etkili olmadığı ortaya çıkıyor. Yağışların ise bölgenin durumuna bakarak olağan olduğunu söyleyebiliriz. 20 yıl öncesinde de aynı yağışlar oluyordu ancak böyle sonuçlar ortaya çıkmıyordu” ifadelerine yer verdi.

İklim değişikliğinin etkilerine de değinen Öztel, “İklim değişikliği sıcaklığı artıyor. Artan sıcaklığın ise buharlaşmaya, neme neden olması da yağışları artırıyor. Yolların değiştirilmesi, menfezler, yapılaşmalar selin nedenleri arasında sayılabilir. Menfezlerin özellikle açık olması lazım, su kendi yolundan akar, bu değişmez” diye konuştu.

YAĞIŞLAR NASIL DEVAM EDECEK?

Yağışların Doğu Karadeniz'de 4-5 gün daha yağışlar süreceğini söyleyen Öztel, “Toprak yeterli suyu aldığı için yüzeyde su orada kalacak ve toprağı süpürecek. HES için ağaçlar sökülmemiş olsaydı bunu yavaşlatabilirdi. Ülke genelinde ise deniz kıyısındaki bütün bölgelerde potansiyel olarak da Marmara, Güney Ege, Muğla, Antalya'da Eylül ayında yoğun yağış bekleniyor” diyerek uyarılarda bulundu.

NEDEN HER YIL SEL VE HEYELAN ÖLÜMLERE YOL AÇIYOR?

27 Ağustos 2010 yılında Rize Gündoğdu’da meydana gelen heyelanda 12 kişi hayatını kaybetmişti. Meteoroloji Trabzon Bölge Müdür Vekili Erol Aydın, Rize'de o gün toplam yağışın 166.2 kilogram olduğu bilgisini vermişti. Bir aylık yağışın bir günde düştüğü Rize’de 14 Kasım 1996’da metrekareye 178.7 kilogram yağış düşmüştü.

TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri’nin hazırladığı raporda, sel sonrasında yara sarma politikası olarak TOKİ tarafından ağır hasar gören konut ve iş yeri sahiplerine konut ve iş yerleri yapılacağı bilgisini vermişti.

Türkiye’nin de katıldığı Kobe Konferansı (Japonya, 2005) kararlarının hatırlatıldığı raporda, Hyogo Eylem Planı (2005-2015) kapsamında uluslararası düzeyde belirlenmiş temel politikalara uygun doğal afetler politikası uygulanmadığı raporda yer almıştı.

Öte yandan 2010 yılından bu yana heyelan ve sel olaylarında 40’tan fazla kişi öldü.